Vasiyetnâmemdir.
بِاسْمِه۪ سُبْحَانَهُ وَاِنْ مِنْ شَيْءٍ اِلَّا يُسَبِّحُ بِحَمْدِه۪
اَلسَّلاَمُ عَلَيْكُمْ وَ رَحْمَةُ اللهِ وَ بَرَكَاتُهُٓ اَبَدًا
Ecel gizli olmasından, vasiyetnâme yazmak sünnettir. Benim metrukâtım ve Risale-i Nur’dan olan benim hususî kitablarım ve güzel cildlenmiş mecmualarım vesaire şeylerim bütününü, Gül ve Nur Fabrikaları’nın heyetine, başta Hüsrev ve Tâhirî olarak o heyetten on iki kahraman kardeşlerime vasiyet ediyorum. Onlara bırakıyorum ki; emr-i hak olan ecelim geldiği zaman, benim arkamda o metrukâtım, benim bedelime o sadık ve mübarek ellerde Hizmet-i Nûriye ve imaniyede çalışsın ve istimal edilsin.
Kardeşlerim! Siz bu vasiyetten telaş etmeyiniz. Ben, teessürattan ve dokuz defa zehirlenmekten, pek çok zaîf olmakla beraber; gizli münafıkların desiselerle müteaddid su-i kasdları için bu vasiyeti yazdım. Merak etmeyiniz, inayet-i Rabbâniye ve hıfz-ı ilâhî devam ediyor. اَلْبَاق۪ى هُوَ الْبَاق۪ى
Kardeşiniz Said Nursî [1]

Üstad Bediüzzaman’ın kendi mübarek hattı ile yazdığı vasiyetnâmesinin orijinali