Müsbet Hareket

Bediüzzaman Hazretleri bütün mahkemelerinde asayişi ihlal edebilir diye itham edilmişti. Oysa hiçbir Nur Talebesi’nin asayişi ihlal ettiğine veya herhangi bir hâdise çıkardığına kimse şahit olmamıştır. Risale-i Nur Talebeleri’nin mühim bir düsturu da ‘müsbet hareket’ idi. Bediüzzaman Hazretleri ve ondan sonra da Hüsrev Efendi binlerce insanı memleket ve millete faydalı hale getirmişlerdi. Hapishanelerde bile pek çok kâtil, câni insan Risale-i Nur derslerinden istifade ettikten sonra karıncayı dahi incitemeyecek bir ruh inceliğine sahip olmuştu. Nur Talebeleri şecaat ve cesaretle mücehhez olmakla beraber tebliğde ve hizmette devamlı ‘nâzikâne, nezihâne ve kavl-i leyyin (yumuşak söz)’ ile hareket ederlerdi.

Hüsrev Efendi anarşinin memleketi sardığı yıllarda talebelerini ‘asayişi ihlal’ ithamından uzak tutmak için ve tahriklere kapılmalarına mâni olmak için her türlü tedbiri alıyordu. Talebelerinin silah taşımasını, evlerinde silah bulundurmasını kesinlikle menetmişti. Bir defasında “Siz, üzerinizde tabanca bulunduramazsınız ve evinizde de olmamalı” diye ikaz ettiğinde talebelerden birisi ‘Üstad’ım, benim tabancam var, ne yapayım?’ dediğinde, ‘Sen onu taşın altına koy, ez! Sen onu satamazsın da! Başka birine de veremezsin. O, ancak insanları katl için kullanılır. Bir Müslüman onu yapmaz. Kullanmayacaksınız!” diyerek ikazını tekrarladı.

Hüsrev Efendi bir gün sohbetine gelenlerden yanında silah taşıyan bir şahsa “Niçin tabanca taşıyorsunuz?” şeklindeki sorusuna “Hasımlarım var efendim!” diye cevap verince o şahsı şöyle ikaz etmiştir: “Silah taşırsan vurulmayacak mısın? Sen vurursan katil olursun, o seni vurursa sen şehit olursun. O tabancayı ne sat ne de yanında taşı, yere göm orada kalsın!” [1]

[1] Hayrât Vakfı Arşivi Geri